Kültür-sanat

Tate, İstanbul'da sanatseverlerle buluşacak

Dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Tate’in, İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla Türkiye’ye gelen koleksiyonu, “The Dynamic Eye: Beyond Op and Kinetic Art”/ “Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde” sergisi 23 Ocak-19 Mayıs 2024 tarihleri arasında Artİstanbul Feshane’de sanatseverlerle buluşuyor.İstanbul (İGFA) - İstanbul’un kamusal alandaki en büyük kültür ve sanat mekânı Artİstanbul Feshane, dünyanın en önemli sanat kurumlarından Britanyalı Tate’i ağırlıyor. Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde” sergisi, aralarında Alexander Calder, Frank Stella, Victor Vasarely, Lygia Clark, Liliane Lijn, Julio Le Parc, Jesus Rafael Soto, Kenneth Noland, Helio Oiticica gibi sanatçıların da bulunduğu çok disiplinli özel bir seçki İstanbullular ile buluşuyor.

21 ÜLKE, 57 SANATÇI, 95 ESER

21 ülkeden 57 sanatçının 95 eserinin yer aldığı serginin küratörlüğünü Londra’da bulunan dünyaca ünlü sanat müzesi Tate Modern’in Sergiler ve Uluslararası Sanat Küratörü Valentina Ravaglia üstleniyor.

19 MAYIS’A KADAR ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR

Optik ve kinetik sanatı küresel bir perspektifle yeniden ele alan, bu akımla yakından ilişkili sanatçıların yanı sıra modernist öncülleri ve çağdaş sanatçıları da bir araya getiren “Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde” sergisi, 20. yüzyıl sanatına bir yolculuk niteliği taşıyor. Sergi, 23 Ocak-19 Mayıs 2024 tarihleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.

OPTİK ve KİNETİK SANAT

Optik ve kinetik sanat akımı, 1950 ve 1960’larda matematik, renk teorisi, algı psikolojisi ve fizyolojisinden ilham alarak ortaya çıktı. Optik sanat tekrarlayan formlar, geometrik şekiller ve göz alıcı renklerle hareket yanılsaması yaratmayı amaçlarken, Kinetik Sanat, motor ve hareketli parçalar kullanan hareket unsurları içermekte. Optik ve kinetik sanat, sanatın bir nesneden ziyade bir deneyim olması gerektiği fikrini rehber edinmiştir. Aralarında Bridget Riley, Jesus Rafael Soto ve Victor Vasarely gibi sanatçıların bulunduğu akımın savunucuları, seyirciyi sadece pasif bir izleyici olarak değil, zaman ve mekân içinde sanata angaje olan aktif bir katılımcı olarak ele almayı hedeflemiştir.